Devran GÜNDÜZ - Emir Efe BENLİOĞLU, (DHA) - PROTETİK Diş Tedavisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Pınar Kursoğlu, toplumda çok sık görülen horlama ve uyku apnesi sorunlarının teşhisi ve tedavisinde diş hekimlerinin çok önemli rolü olduğunu belirterek, “Uyguladığımız ağız içi apareyler hava yolunu açmada kullanılıyor. Diğer yöntemlere göre uygulaması daha pratik ve hastanın adaptasyonu da kolay oluyor. Uyku laboratuvarlarında yapılan testler, tedavi sonuçlarının çok başarılı olduğunu gösteriyor. Ağır apnesi olan hastalarımız bile hafif duruma geliyor, hatta hiç horlamıyor” dedi.Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ve Diş Hastanesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Pınar Kursoğlu, 22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü kapsamında, diş hekimliğinin farklı bir yönü olan “Uyku Diş Hekimliği”yle ilgili bilgiler verdi.‘MENOPOZDA ARTIYOR’Uyku Diş Hekimliği alanında horlama, uyku apnesi, diş gıcırdatma ve diş sıkma gibi uyku kalitesini düşüren sorunların tedavi edildiğini anlatan Prof. Dr. Kursoğlu, horlama ve uyku apnesinin toplumda çok sık görüldüğüne dikkat çekti. Daha çok erkeklerin ve kilolu kişilerin horladığı gibi yanlış bir algı olduğunu kaydeden Kursoğlu, “Özellikle menopozdan sonra kadın hastalarımızda da çok fazla horlama ve uyku apnesi şikâyeti görüyoruz. Çene yapısı bu hastalıkta çok önemlidir. Alt çenesi iyi gelişmemiş çocuklarda da görülebiliyor. Boyun kısmı kilolu olan veya genetik olarak boynu kısa olan kişilerde de görülebiliyor. Horlama, hava yolunda bir daralma olduğu durumlarda görülüyor ve bu durumdan daha çok eşler yakınıyor. Ancak horlayan birey için de çok zorlayıcı bir durum, çünkü uyku kalitesini bozuyor” diye konuştu.‘UYKU SÜRESİNDEN ÇOK KALİTESİ ÖNEMLİ’Uykunun hayatımızdaki en önemli dönem olduğunu belirten Kursoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Uykuda yenileniyoruz. Uyku süresinden çok kalitesi önem taşıyor. İyi yaş almak istiyorsak, uyku kalitesine dikkat etmemiz gerekiyor. Uyku apnesi ve horlama, uyku kalitesini bozduğu için hücre yaşlanmasına neden oluyor. Horlama ya da uyku apnesi, hastaların eşleri tarafından fark ediliyor. Ancak yalnız yaşayan bireyler de kendilerinde böyle bir sorun olduğunu fark etmeyebilir. Kişi yorgun uyanıyorsa veya 8 saat uyumasına rağmen hiç uyumamış gibi hissediyorsa, bu uyku apnesi belirtisi olabilir. Uykudan sıçrayarak uyanmak da bir belirti olabilir. Uykuda ense terlemesi ve sık idrara çıkma, nedeni bulunamayan reflü gibi sorunlar uyku apnesi yüzünden olabilir. Çevrenizde uyuklayan insanlar görürseniz, büyük ihtimalle uyku kaliteleri kötüdür ve uyku apnesi olabilir. Uykuda iyi oksijen alamadıkları için dinlenemiyorlar. Uyku iyi olmadığında ve dinlenmemiş olduğumuzda, günlük performansımız da düşüyor.”‘UZUN VADEDE BAŞKA HASTALIKLARA NEDEN OLABİLİR’Uyku apnesinin uykuda nefesin tıkanması olduğunu anlatan Prof. Dr. Kursoğlu, şöyle devam etti:“Bu tıkanıklığın tamamen olduğu durumlarda oksijen kesiliyor; beyne ve hücrelere oksijen gitmiyor. Beyin de böylece kalbe, daha çok atmasını söylüyor. Kan pompalamaya devam ediyor ama oksijen gitmiyor. Bu durumun teşhis edilip tedavi edilmesi gerekiyor. Aksi halde uzun vadede büyük sorunlar yaşanabiliyor. Kalp büyümesi ve hipertansiyona neden olabiliyor. Kilo verme mekanizması da uykuda oksijenle birlikte daha hızlı çalışıyor. Biz diş hekimleri olarak hastalarımızın ağzına baktığımızda horlama ve uyku apnesi ihtimali olabileceğini ağız içi bulgularından görebiliyoruz. Hastalardan dileğimiz, fark ettikleri diğer bulguları da diş hekimleriyle paylaşmaları.”‘UYKU APNESİNDE AĞIZ İÇİ APAREYLER DE HAVA YOLUNU AÇMADA KULLANILIYOR’Uyku apnesinin teşhis ve tedavisinde diş hekimlerinin çok önemli bir rol oynadığını bildiren Prof. Dr. Kursoğlu, uyku apnesi tedavilerine ilişkin şu bilgileri verdi:“Cihaz yardımıyla hortum takılarak gece boyunca hava uygulanan bir tedavi yöntemi bulunuyor. Hava yolunu açık tutmak için kullanılan bu cihazı her hasta kullanamıyor. Günümüzde tedavide çok ilerlemiş durumdayız. Diş hekimleri olarak bizler, horlama ve uyku apnesi sorunu olan hastalara ağız içi aparey uyguluyoruz. Bu apareyler hava yolunu açmada kullanılıyor. Diğer yöntemlere göre uygulaması daha pratik ve hastanın adaptasyonu da kolay oluyor. Her gece takılması gerekiyor. Alt çenenin yapısını değiştirmiyor; hastalar bundan endişe etmesinler. Uyku süresince takılıyor, gündüz kullanmaya gerek olmuyor. Hastanın diş yapısına, çenesine göre aparey hazırlıyoruz ve çene ile dili önde tuttuğumuz için hava yolu tıkanmasının önüne geçiyoruz. Bu şekilde hasta daha konforlu uyanıyor ve uyku kalitesi artıyor. En önemlisi de kandaki oksijen doğru düzeyde olduğu için hücre yaşlanması gecikmiş oluyor. Asıl uyku durumunun teyidini uyku laboratuvarlarında yapıyoruz. Gelen sonuçlar ise çok başarılı. Ağır apnesi olan hastalarımız bile hafif duruma geliyor, hatta hiç horlamıyor.”