Destici: Türkiye, Suriye’deki Türk ve Türkmen varlığını korumak zorundadır

Destici: Türkiye, Suriye’deki Türk ve Türkmen varlığını korumak zorundadır

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
dubainews.com.tr

Gizem KARADAĞ/ANKARA, (DAH)- BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti olarak bizim yapmamız gereken Suriye’de de tıpkı Irak’ta olduğu gibi Türkmenleri yani Türkleri öncelendirmemizdir. Suriye Türkmenlerinin, Türklerinin varlığı hem hayatidir hem de soydaşımız, kardeşimiz, dindaşımız olmaları vesilesiyle bizim onlara sahip çıkma onları kollama, gözetme gibi mesuliyetlerimiz vardır. Dünyadaki bütün gelişmeler böyleyken, Türkiye burnunun dibindeki bu hadiselere sessiz kalamaz, Suriye’deki Türk ve Türkmen varlığını korumak, kollamak, güçlendirmek ve en güçlü, hassas hale getirmek zorundadır” dedi.BBP lideri Mustafa Destici, partisinin Merkez Karar ver Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı öncesi açıklamalarda bulundu. Destici, Suriye’deki olaylar ile ilgili, “Suriye’deki gelişmeler Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi, Türk milletimizi ve özellikle de Suriye'de bulunan Türk varlığını da çok yakından ilgilendirmektedir. Bizim de önceliğimiz elbette ki, Suriye’de iç barışın temin edilmesi, tesis edilmesi ve Suriye’de yaşayan Arap, Türk, Kürt bütün bunların birlik, beraberlik, barış içerisinde yaşamasıdır. Ancak 2011 yılında Suriye’de iç barış bozulmuş ve bugüne kadar da temin edilememiştir. Suriye'de iç barışın temin edilmesi ya da Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması da açıkçası çok da kolay gözükmemektedir. Hatta namümkün gözükmektedir. Çünkü emperyalist, küresel güçler oradadır. Amerika Birleşik Devletleri, Rusya oradadır, İsrail, İngiltere, Çin, İran bütün bunlar o bölgededir. Kimisi fiili olarak askeri güçleriyle, ordularıyla oradadır. Kimi de vekalet savaşçıları yoluyla oradadır. Kimi de dışarıdan verdiği destekle oradadır. Tabii bizim devletimizi ve milletimizi de yakından ilgilendirmektedir. Bizim için Suriye'nin iç barışı, toprak güvenliği çok önemlidir. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri’nin ve özellikle de İsrail’in orada yapmaya çalıştığı Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurdurmaktır. Ve maalesef bu konuda da çok mesafe almışlardır. Suriye’de Esad rejimi varlığını devam ettirmektedir. Suriye’de rejimin değişmesi ve Esad’ın yerine daha demokratik, Suriye’de yaşayan insanların tamamını kucaklayabilecek bir sisteme geçecek rejim elbette arzu ediyoruz. Suriye’nin, Suriye’deki yaşayan vatandaşların, kardeşlerimizin özgürleşmesini, demokratikleşmesini istiyoruz” diye konuştu. ‘TÜRKİYE SESSİZ KALAMAZ’Destici, sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti olarak bizim yapmamız gereken Suriye’de de tıpkı Irak’ta olduğu gibi Türkmenleri yani Türkleri öncelendirmemiz gerekiyor. Biz Suriye’de Türkmen varlığını muhafaza edemezsek, Suriye’de Türkmenleri, Suriye Türklerini etkin pozisyonlara ve güçlü bir hale getiremezsek biz, Türk Devleti ve milleti olarak burada kendi stratejimizi uygulayamayız. Başta Suriye’nin kuzeyi olmak üzere Suriye’nin bütün bölgelerinde aleyhimize olan gelişmeleri de engelleyemeyiz. Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurdurulma çalışmaları çok aleni bir şekilde sürmektedir. Bunu kimse de gizleme ihtiyacı duymamaktadır. Bizim gerçekçi hareket etmemiz gerekiyor. Bizim Suriye’de özellikle Suriye’nin kuzeyinde önceliklerimiz bellidir. Suriye’nin kuzeyindeki önceliğimiz asla Suriye’nin ne kuzeyinde ne de başka bir bölgesinde bir terör devleti kurduramayız, buna da ne pahasına olursa olsun asla müsaade edemeyiz. Suriye Türkmenlerinin, Türklerinin varlığı hem hayatidir hem de soydaşımız, kardeşimiz, dindaşımız olmaları vesilesiyle bizim onlara sahip çıkma onları kollama, gözetme gibi mesuliyetlerimiz vardır. Dünyanın hangi coğrafyasında, hangi milletten olursa olsun her millet her devlet kendi soydaşlarını koruma gayreti içinde olmuştur ve hala da korumaya gayreti içerisindedir. Dünyadaki bütün gelişmeler böyleyken Türkiye burnunun dibindeki bu hadiselere sessiz kalamaz, oradaki Türk ve Türkmen varlığını korumak, kollamak, güçlendirmek ve en güçlü, hassas hale getirmek zorundadır” (DHA)